MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

10 Ocak 2011 Pazartesi

Kendin Olma Lüksü


Sabah evden çıktığın andan itibaren bindiğin araçta, gazeteni aldığın büfede, kahvaltı ettiğin pastanede, kapısından girdiğin iş hanında, karşılaştığın, bir şekilde iletişime girdiğin insanlarla refleks haline gelmiş bir sıcaklık gösterisi sergilemek de çok yorucu. 
Daha kendine sormaya cesaret edemediğin günün ilk '' Nasılsın? '' sorusunu onlardan birinden duyduğunda hiç tereddütsüz, onun da aksini duymayı zaten beklemediği bir şekilde yanıtlamak da yorucu. Aynı refleksin bir uzantısı olarak bu kez aynı soruyu karşındakine sormak ve onun da kendin gibi bu soruyla yorulduğunu bilmek de öyle.
Bu sosyalleşme oyunundan feci halde sıkılıyorum bugünlerde. İstiyorum ki bu gizli sahne açığa çıksın, hiç olmazsa '' Rol bu kardeşim, ciddiye almasana '' diyerek biraz kendimiz gibi oynayalım. Ha, sonra medeniyet adına '' mış gibi '' yapmaya devam ederiz. Ama lütfen arada bir antrakt olsun artık...


Serpil Ulutürk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder