MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

26 Mart 2016 Cumartesi

Şiş Kafa ve Çizikler

Neden ölme diyorum biliyor musun?
Sen ölürsen, ben gerçekten yalnız kalırım.
Bunu istemiyorum. Her ne kadar içten içe yalnız olsam da, sen varsın. Bencilliğin dik alası belki ama seni kendim için istiyorum.
Belki de bencillik değildir bilemedim şimdi.
Daha önceden de demiştim ya, seni her halinle seviyorum ve öyle kabul ediyorum diye
O laflar o kadar derine inmiş ki artık, azaltması mümkün değil ve artık daha da kişisel.
O yüzden ölme.
Benim için.
Benim için yaşa demiyorum ha,
Benim için ölme.
Sana tutunabilirim çünkü yalnız.
Sen de bana tutunursan, ölmeyiz be Memik.
Ama öleceksek de, beraber
Canımsın.

25 Mart 2016 Cuma

Ses.405

Ne yazacağımı bilmeyerek geldim ilk defa buraya. Öncelerde de yazacak bişey hissedemediğim olmuştu ama hiç buraya gelmemiştim hal öyleyken. Ama şimdi eksik bişeylerin varlığını hissediyorum. Gün içinde yapacaklarımın sınırı beni istemsizce sessizleştiriyor ve biriktiriyor geceye. Hele ki 1 yılı aşkın süredir alkol almama durumuma son vermem, bazı geceleri arkadaşlar arasında gülerek, bazı geceleri de saatlerce boş boş duvarlara bakmamla ilişkilendi. Sorun değil. Bu hali de güzel. Alışmadığım sürece.

---

Yeni Lunatic Soul albümü keşfettim. Yine kahrediyor şarkılar. Nasıl beceriyor bilmiyorum ama beni 90'larda tutuyor melodiler, sesler ve şarkının her bir notası. (Sen bilmezsin tabi o dönemleri, henüz farkında değildin müziklerin aslında günlük olabileceğinin. Yaşın itibariyle.) Güzel bi kaçış oluyor benim için. Üstelik bu son albüm daha evvel hissetmediğim anılara yaklaştırıyor, kendisi başlı başına bir an oluyor. Kimseye de bu halinden bahsetmeyeceğim, senden başka. Paylaştığım andan itibaren sen oluyor benim için o şarkılar ve şarkıların tüm anlamı, ki bu durumdan artık memnun değilim. O yüzden bana aitleri, bana ait bırakmaktan çok mutluyum.

---

Biraz bekleyip yazacak bişey bulabilir miyim diye düşündüm ama olmadı. Sanırım bu kadar.

22 Mart 2016 Salı

K.B.Y.S. - 9

I can't move
Belts are too tight
Four bare white walls
Garish light
Awake!

Welcome to my travel berth
It's about time
To cleanse all those hurts
And return

I won't go
Cause I'm in the soul asylum
I can't go
Cause I'm in the soul asylum
I can't move on
Cause I'm stuck in the soul asylum

Please don't erase my name again

Something appears next to me
I follow it
I am led to the edge of bright

I watch as this place starts to change
It takes on all kinds of different shapes
Twisted screaming faces lash out from the walls
Fear permeates through my soul
I hear the moaning
Voices from my past
I'm sinking in the sea of returning cries
For good

I won't go
Cause I'm in the soul asylum
I can't go
Cause I'm in the soul asylum
I can't move on
Cause I'm stuck in the soul asylum

Please don't erase my name again
Not again

---

Bak bu şarkı beni önce öldürmeye çalıştı, sonra başardı, sonra tekrar buraya getirdi. Çok büyük anlamı var.

14 Mart 2016 Pazartesi

Ses.404

10,002 den bildiriyorum. 10,000 de güzel bi şişe şarap içtim. Çok güzel 7 kişi ile oturup muhabbet ettik, müzik dinledim, oyun oynadık. Az sessiz ama eğlendiğim bi 10,000 yaşadım. Daha yada hiç söz konusu olmadan, iyiydi. İyiydim.

---

Bunca yıldan sonra ayrıca şunu da anladım;

Benim derdim kendimle.

11 Mart 2016 Cuma

Ses.403

Bu sıralar daha evvel yapamadığım değişiklikleri yapmakla geçiriyorum günlerimi. Hala değişmeyen şeyler var pek tabi. Tembellik, suskunluk, dağınıklık gibi. Ama değişen hisler çok daha büyük gelişmelere gebe. Daraltıyorum hayatımı. Daha az insan seviyorum. Eskiden vazgeçemediklerimi tek tek ayıklıyorum. Aklımın içini daha az kurcalamak için üstelik bu. Kimse özünde daha az değerli yada iğrenç kişiler değil. Sadece benimle eşleşince bana iyi gelmiyorsa, artık gözlerinin içine bakmam için bi sebep aramıyorum hepsi bu. Bazıları tabi etimden bir parça gibi ayrılıyor, bazıları ise ayrıldığının farkında bile değil. Olsun. İlk defa bu kadar "ben" odaklı bi girişimdeyken, başkalarını düşünemiyorum artık.

---

Uzun zamandır değişik müzisyenler, yeni gruplar bulup aydınlanıyorum tabi fakat ilk defa bu denli derinlerde kalan duygulara ulaşan birini buldum. 2010-2012 yılları arasında bulsaydım bu adamı, tam zamanıydı diye düşünürdüm sanırım. Ama şu an o yılları hatırlıyor olmak iyi hissettiriyor. Zararsız bi zaman yolculuğu. Ernesto Schnack.

---

Ve esas olay ise bu Cumartesi hayatımın 10,000. gününü yaşayacağım. 2 yıl evvel Tool dinlemeye ciddi anlamda başladığımda 10,000 Days albümü ve şarkısı beni o kadar bok etmişti ki, üzerine fazla düşünmek ve albümü araştırmak zorunda kalmıştım, istekle. Sonucunda ise "Eğer 10,000. güne gelirsem hayatımda, o günü bu albümü anarak geçirmeliyim." diye düşünmüştüm. Ve ölmeden gelebildim sanırım. Cumartesi günü özel bi gün olacak kesinlikle.

10,000 days in the fire is long enough.
You're going home...