MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

30 Temmuz 2016 Cumartesi

Ses.412

Hayata tutunmaya çalışmak, o kadar zor ki, o kadar uğraş gerektiriyor ki, yapılamıyor bazen. Kendi çaban yetmiyor bazen. Bazen ellerinden çıkanlar,  zaten sana ait olan değerler bile yetmezken çabalamak o kadar üzücü ki. Bunu görmek, buna şahit olmak ve bazen bunu yaşamak yıldırıyor beni. Genelde yaşamak daha az yoruyor bunu. Huzurlu seslerin arkasına saklanmış uyumsuz (aslında özüne bakıldığı zaman sadece ol'an ve yanına gelenin ona anlam katmadığı zamanlarda sorunsuz ol'an) uğultular gibi ürperti veriyor. Çünkü bunu yaşayan insana uzaktan bakmak, sadece görmek (sanki bana hiç etkisi yokmuş gibi) üzücü. Ha bunu neden hissediyorum onu da bilmiyorum. Nerede, kim varsa yaşamaya çalışan, başına gelen zorlukları aşmaya çalışan (bazen kendi aptallıkları sebep olsada) ellerini tutup daha yukarı kaldırmak istiyorum. Bazen yerlerde sürünmek isteseler dahi. Bu da benim derdim işte, beni de kaldırsalar hoş olur.

28 Temmuz 2016 Perşembe

Ses.411

Tanımadığım bir bilgisayarda, tanımadığım bir koltukta oturup, tanımadığım bir evde uyuyup uyanacağım. Tanımadığım bir yüz görüp, eskiden bildiklerimle devam edemeyecek olmanın verdiği suçlulukla geçireceğim günümü. Üzücü. Geçici belki ama üzücü. Keşke elimden bişeyler gelseydi.

8 Temmuz 2016 Cuma

Ses.410

Zamanda boşluk oluşunca hatırlamak da kabullenmek de anlamak da zor oluyor aramızda. Niyeti görmek bi yana, görmeden olumsuza yönelmek tam benlik hareketler zaten. Çelişkinin bu denlisi benim aklımın almayacağı bir şey çünkü. Hatta bu kadar çelişki, yaklaşım farkı beni tamamen çıkmaza sokuyor. Bilerek davranıyorsan bana böyle, çok ayıp. Ama doğal yollarla böyle oluyorsa, bilinçsizce böyleyse, bu daha da ayıp. Belki de değil bilmiyorum. Zaten bu yüzden bişey olmuyor. Bu yüzden asla aşamadığım bi duvar var aramızda, bizzat ellerimle koyduğum. Ama ilk fırsatta seni de hiç acımadan harcayacağım. Üzgünüm. Sanki hiç şefkat yokmuş gibi harcayacağım. Yine üzgünüm. Hatta hep üzgünüm ve böyle kalacağım.