MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

30 Nisan 2011 Cumartesi

M.M.

Artık aylardır süren bu bilmece sonuçlandı!
Nihayet bu konuyla ilgili tüm acılarım dindi!
Mike Mangini, Dream Theater'ın yeni davulcusudur!
Yani yaz başından beri sakız gibi uzayan ve mahalle arası dedikodu seviyesine düşen bu muamma, nihayet güzel bi davulcunun gelişiyle son buldu.
Hatırlarım da, Mike Portnoy'un ilk gittiği dönemi....
Resmen gecenin köründe şok geçirmiştim.
İki gün uyuyamadığımı hatırlıyorum be.
Eh..
Bu da bitti işte.
Yeni albüm yakında gelecek. Dinleyeceğiz, göreceğiz.
Yeni davul teknikleri ile karşı karşıya kalıcam bende.
Değişiklik iyidir.

http://ow.ly/i/aW37

Davula gel :)

29 Nisan 2011 Cuma

Ses.122

Susamıyorum artık lan!
Dayanamıyorum akıp gitmesine zamanın!
Anlatacak kelimeler girdi birbirine!
Karman çorman bir sürü anlam oluşturdu iç içe!
Yeter çok canım sıkılıyor!
Beklemekten çok canım sıkılıyor!
Konuşucam ama anlayacakmısın.....
İşte buraya geldiğimde çok sakinleşiyorum..
Çünkü emin olamıyorum.
Sonra yine başlıyor döngüm.
Yavaş yavaş, başa sarıyor..

27 Nisan 2011 Çarşamba

Ses.121

Ağlamak istiyorum. Çok sıkılıyor canım artık. Gözlerim yanıyor. Uyuşuyorum
Ağlamak istiyorum dostum. Eksiğim. Eksik kaldım be. Hemde benimle hiç alakalı değilken, eksik kaldım.
Ağlamak istiyorum kadın ben. Çok acıyor gözlerim. Duymuyorum hiç bişeyi, seninle alakalı olmayan.
Ağlamak çok zor geliyor bana, tek başıma. Her şeyi itiraf etmek gibi bişey bu. Ağlayamıyorum lan!
Yoksun çünkü yanımda. Kime ağlayayım ki ben şimdi?

Ses.120

Neden insanlar uyurken çok masum ve tasasız gözükürler?
Hiç kıpırdamadan, sadece nefes alarak, onlara baktığımız da bize neyi hissettirirler ki?
Ölü bir insanı mı?
Ölülerde bu kadar tasasızmıdırlar ?
Hiç ölmüş birisini gördünüz mü ?
Çok özlüyorum sadece ölenleri.
'' Her ölüm, erken ölümdür'' derler. Ama inanmam ben. Vakti geldiğinde, öldüğüne üzülmemeli insan.
Ama bazı vakitler vardır. 18'dir mesela kız. İşte o çok erken be...
Tasasız olmak için daha çok zaman ister insan.
Çok erkendir 18.

26 Nisan 2011 Salı

Ses.119

Bazen ne yapıyorsun biliyormusun bana?
Özletiyorsun.
Normalde alışıyorum ''aptallıklarına''.
Yani yok oluşuna burada. Nedensiz yere olmayışına. Ama sonra bi an geliyor ve sen çıkıyorsun karşıma, konuşuyorsun, özlüyorum istemeden.
İstemiyorum yanımda ya da aklımda ol.
Çünkü beni özlemediğinden değil de, tembelliğinden ve aslında neden tembel olduğunu bildiğinden benimle değilsin. Kısacası sen tercih ettiğin için istemiyorum seni.
Halbuki çok fazla uğraşmana gerek yoktu yanımda olman için. Sadece olman, var olman  yeterliydi.
Sen ise, bir sürü anlamadığın bahaneler söyledin bana. Geçecek dedin bide.
Israr edemezdim, huyum değil çünkü.
İstersen bi ömür gelme, hiç aramam sormam. Bahsini bile etmem.
Sen istemişsindir çünkü, ben değil çünkü.
Ben zaten harcıyorum vaktimi sensizde. Sadece istiyorum ki anlamlı hale gelsin, sende ol yanımda.
Bazen çıkıyorsun orda burda önüme.
Sorsan bana '' Özledin mi beni?'' diye, özledim diyemem. Seni özlememin daha da önünde, neden kendini özlettiğinin cevabını almam lazım. Neden böyle yaptığını bilmem lazım.
Doğru, özledim. Ama hiç bi anlamı yok ki.
Yoksun çünkü. Gerçek anlamda yoksun hatta.
Ne olduğunu sende bilmiyorum.
Sormuyorum bilerek kimseye.
Anlattıkları zaman da dinlemiyorum, bilerek.
Seni, başkasından duyacaksam eğer, bi anlamın yoktur bende.
Anlamlı olman için, ben çabalıyorum, düşün artık ne kadar özlediğimi.

25 Nisan 2011 Pazartesi

Ses.118

Günün ortasındayım daha.

---

Remember days of yesterday
How it flew so fast
The two score and a year we had,
I thought it would always last
Those summer days and west coast dreams
I wished would never end
A young boy and his father,
Idol and best friend

I'll always remember
Those were the best of times
A lifetime together
I'll never forget

The morning shows on the radio
The case of the missing dog
Lying on the pillows at the old 812
Watching Harold and Maude
The record shops, the stickball fields
My home away from home
And when we weren't together
The hours on the phone

I'll always remember
Those were the best of times
I'll cherish them forever
The best of times

But then came the call
Our lives changed forever more
"You can pray for a change
But prepare for the end..."

The fleeting winds of time
Flying through each day
All the things I should've done
But time just slipped away
Remember seize the day
Life goes by in the blink of an eye
With so much left to say

These were the best of times
I'll miss these days
Your spirit lit my life each day

Thank you for the inspiration
Thank you for the smiles
All the unconditional love
That carried me for miles
It carried me for miles
But most of all thank you for my life

These were the best of times
I'll miss these days
Your spirit lit my life each day
My heart is bleeding bad
But I'll be OK
Your spirit guides my life each day

---

Several years ago
In a foreign town
Far away from home
I met the Count of Tuscany

A young eccentric man
Bred from royal blood
Took me for a ride
Across the open countryside

Get into my car
Let's go for a drive
Along the way
I'll be your guide
Just step inside

Maybe you recall
A cannibal curator
A character inspired by my brother's life

Winding through the hills
The city far behind
On and on we drove
Down narrow streets and dusty roads

At last we came upon
A picturesque estate
On sprawling emerald fields
An ancient world of times gone by

Let me introduce
My brother
A bearded gentleman
Historian
Sucking on his pipe
Distinguished accent
Making me uptight
No accident

I want to stay alive
Everything about this place
Just doesn't feel right
I
I don't want to die

Suddenly I'm frightened for my life

I want to say goodbye
This could be the last time
You see me alive

I-
I may not survive
Knew it from the moment we arrived

Would you like to see
Our secret holy place?
I come here late at night
To pray to him by candle light

Then peering through the glass
I saw with disbelief
Still dressed in royal clothes
The saint behind the altar

History recalls
During times of war
Legend has been traced
Back inside these castle walls

Where soldiers came to hide
In barrels filled with wine
Never to escape
These tombs of oak are where they died

Down the cellar stairs
I disappear
Like the English heir
The end is near

Come and have a taste
A rare vintage
All the finest wines
Improve with age

I want to stay alive
Everything about this place
Just doesn't feel right
I
I don't want to die
Suddenly I'm frightened for my life

I want to say goodbye
This could be the last time
You see me alive

I
I may not survive
Knew it from the moment we arrived

Could this be the end?
Is this the way I die?
Sitting here alone
No one by my side

I don't understand
I don't feel that I deserve this
What did I do wrong?
I just don't understand

Give me one more chance
Let me please explain
It's all been circumstance
I'll tell you once again

You took me for a ride
Promising a vast adventure
Next thing that I know
I'm frightened for my life

Now wait a minute man
That's not how it is
You must be confused
That isn't who I am

Please don't be afraid
I would never try to hurt you
This is how we live
Strange although it seems
Please try to forgive

The chapel and the saint
The soldiers and the wine
The fables and the tales
All handed down through time

Of course you're free to go
Go and tell the world my story
Tell about my brother
Tell them about me
The Count of Tuscany...

---

Nasıl da doldurdunuz beni be. Rahatım şu anda. 
Ölmüş gibi.
Ya da yeniden doğmuş gibi.

24 Nisan 2011 Pazar

Ses.117

Sadece adını bildiğim bi kadın var, şu sıra varlığını hatırladığım.
Yaklaşık 2 yıl evvel adına rastlamıştım ve aklımda kalmış.
Hakkında hiç bişey bilmiyorum, nerede yaşıyor, ne yapıyor, bilmiyorum.
Tek bildiğim Cranberries ve Mike Portnoy ortak noktamız.
Bulabilirim onu muhtemelen internet yoluyla.
Ama gerek yok.
Bi insana daha gerek yok burada.
Ama hatırlıyorum onu.
Neden?
Nasıl hatırlatıyor kendini bana ve heyecan hissettiriyor?
Onu hatırlamak, sanki yağmurdan sonra ıslanmış asfaltta tek başına ıslak ıslak yürümek gibi.
Ya da az ışıklı, daracık, kare taşlarla kaplı yollarda rüzgarlı bi havada birisini beklemek gibi.
Sessizliğin içinde, bi anda, çok uzaktan duyduğun bi kahkaha gibi.
Hiç telaşsız ve çabasız asla kaybetmeyeceğin bişeye sahip olmak gibi.
Ama neden?

23 Nisan 2011 Cumartesi

Ses.116

Evet farkındayım bi süredir yazamıyorum. Ama hiç bu kadar sağlam bi sebebim olmamıştı.
Belimden ağır derece sakatım ben arkadaşım. Bildiğin yürüyemiyorum.
Buraklara DreamForge için beste çalışması yapmaya gidiyordum elimde gitar ile.
Karşımdan da bana doğru gelen bi kadın var tabi ( her zaman bi kadın vardır. )
Ona çarpmamak için değişik bi hareket yapınca ben, belim isyana bağladı.
Ama günün akşamına ayakta duramıyordum.
Geçer falan diye bekledik ama sanırım sağlam bi ameliyat geçirmek zorunda kalıcam.
Çünkü 2 gün geçti, ben o 2 günü Burak'ın salonunda yatarak ve git gide artan acıyla geçirdim.
Yatalak oldum bildiğin lan.
O yüzdendir ki, sanırım bir kaç gün daha yazamam buraya.
Ha sakat kalırsam da, hiç yazmam haberin olsun bilog.
Seninle mi uğraşıcam ben...
Yok lan yazarım kesin...

---

Ha bide 23 Nisan'mış bugün. Önceden bu saatlerde ayakta ve şehir stadında güneşin anlında dikilerek kutlardık bu günü. 10 yıl evvelden bahsediyorum ben. Hatta 15.
Güzeldi manzarası o zaman hayatımın.
Herkes büyüktü benden.
Şimdi ben büyüğüm herkesten.
Sıkıcı..

21 Nisan 2011 Perşembe

Ses.115

Olmayan yağmurun sesini dinliyorum.
Olmayan şimşekler çakıyor dünyama.
Olmayan toprağıma düşünce yağmur,
Olmayan kokusu değiyor burnuma.
Olmayan sevgilerin içinde bekliyorum.
Olmayan gülümsemeler hatırlıyorum aklımda.
Olmayan sevgime girince sevgin,
Olmayan mutluluklar görüyorum rüyalarımda.
Kandırıyorum biraz biraz kendimi.
Merhametin suyuna batırılmış olmayan sevgileri,
Alıp büyütüyorum, en derinde, en dipte.

Ses.114

Ölüyormuşum ben.
Hastalıktan.
Biraz sağlıklı olmam lazım artık.
Yoksa '' Bir gece, ansızı, ölebilirim. ''

20 Nisan 2011 Çarşamba

Ses.113

İçi boş ama izi az bi kaç gün geçiriyorum, eminim sende farkındasındır. Yazabileceğim bişey yok.
Ha tabi, bu hiç bişey yapmadığım ya da hissetmediğim anlamına gelmiyor ne yazık ki. Tek fark, biraz keyifliyim. Neden onu da tam bilmiyorum ( yalan, aslında biliyorum )..
Bostanlı sahilini özlemişim.

17 Nisan 2011 Pazar

Ses.111

Where did we come from?
Why are we here?
Where do we go when we die?
What lies beyond
And what lay before?
Is anything certain in life?

They say " Life is too short"
"The here and the now"
And " You`re only given one shot"
But could there be more
Have I lived before
Or could this be all that we`ve got?

If I die tomorrow
I`d be alright
Because I believe
That after we`re gone
The spirit carries on

---

Çok fazla ihtiyaç duydum nedense bu şarkıya.

---

Canım çok sıkılıyor...
Oyalanacak bi çok şey bulabiliyorken, sanki bişeyleri ihmal ettiğimi hissediyorum.
Eksik olan bişeyler var, farkına varmadığım.
Kendim olabilirmiyim acaba?
İhmal ettiğim şey, kendi yaşamım olabilir mi?
Ne zaman kendim için bişeyler yapmaya çalışacağım?
Ben hiç yorulmasam ve her ihtiyacımı giderebilecek insanlar olsa etrafımda...
Onlar için her şeyimi verebilirim.
Ama, benim için yapılacak her şeyi başkaları yaparsa, benim neyim olur ki?
Neye sahip olurum?
Özlüyorum arkadaşım seni.
Seni de özlüyorum çok aşık olduğum ve bundan hiç haberi olmayan kadın.
Sana da çok kızıyorum Alus.
Bir hayata sahip olabilmek için, önce senin çabalaman lazım.
Saate baksana bi aptal adam!
Sabahın 7'si!
Ne yapacaksın şimdi? Bişeyler atıştırıp uyuyacaksın ve uyuyup, öğleden sonra uyanacaksın.
Ee? Ne kadar daha böyle yapacaksın?
Tek kurtuluşum müzik...
Lütfen, o da bana yardım etsin artık.

---

Friday evening
The blood still on my hands
To think that she would leave me now
For that ungrateful man
Sole survivor
No witness to the crime
I must act fast to cover up
I think that there`s still time
He`d seem hopeless and lost with this note
They`ll buy into the words that I wrote
This feeling
Inside me
Finally found my love
I`ve finally broke free
No longer
Torn in two
I`d take my own life before losing you

---

''Open your eyes, Victoria''

Wait for Sleep

Standing by the window
Eyes upon the moon
Hoping that the memory will leave his spirit soon

She shuts the doors and lights
And lays her body on the bed
Where images and words are running deep
She has too much pride to pull the sheets above her head
So quietly she lays and waits for sleep

She stares at the ceiling and tries not to think
And pictures the chains
She's been trying to link again but the feeling is gone

And water can't cover her memory
And ashes can't answer her pain
God give me the power to take breath from a breeze
And call life from a cold metal frame

In with the ashes  or up with the smoke from the fire
With wings up in heaven or here, lying in bed
Palm of her hand to my head
Now and forever curled in my heart
And the heart of the world

---

Çok güzelsin be. Gözlerim acıyor direnmekten.

15 Nisan 2011 Cuma

Ses.110

Heyecandan ölücem...
Çok güzel bi melodi buldum.
Kalbim duracak şimdi.
Ve kimse de yok amk, söyleyeyim de heyecanımı atayım. Hep mi yalnızım lan :)

14 Nisan 2011 Perşembe

Ses.109

Ha bi de zaman geçtikçe, her şey daha da evcilleşiyor.
Daha az sıkıntı veriyor, önceden hatırladıkça mahvolduğunuz şeyler.

Ses.108

Bugün yazacak bişey gelmiyor aklıma.
Hiç karışık değil kafam.
Çünkü bişey yok.
En azından artık karışacak bişey yok.
Kafamı karıştıracak ne kaldıysa aklımın bi köşesinde, hepsini ait oldukları yere gönderdim;
Kendilerine...
Onlar, eminim ki kendilerindeyken, daha uyumlu olacaklar hayatlarıyla.
Çok zaman harcadım bunu fark edebilmek için.
Gerçi, zamanımı bunu fark etmek için harcamamış, sadece harcarken bunu fark etmiş olmam, ne kadar yanılma içerdiğinin kanıtıdır hayatımın.
Yeni düzen oturtmakta hep zorlanırım.
Ama artık, her bir son için, yeni bir düzen.
Her yeni insan için, yeni bir yer.

12 Nisan 2011 Salı

Ses.107

Göstermelik kurallar üzerine kurulu, saçma,  harcanası bi hayatı yaşıyor insanlar.
Sadece olsun diye yapılan bi çok şey varken yanımda, içimden gelenleri yapmak bi yük halini alıyor bende. Özen göstermek boşa çaba gibi geliyor.
Evin salonunda içilmez sigara. Mutfakta içilir. Orada bişey olmaz çünkü.
Yatağını toplarsın ama masan dağınıktır. Annenin dediğini yapmışsındır ama.
Yalan söylemezsin sevdiğine. Ama her şeyi de anlatmazsın. Saklarsın. Ama yalan söylemezsin.
Güvenebilmek zordu lan. Vallahi bak.
Önemsizce iş yapmamalı insan. Üzerine gitmeli biraz. Yapmış olmak için yapmamalı istenilenleri.
Sevmek için sevmemeli.
Aşkına şahit olmalı zaman.
Yoksa yaşadığının hiç bi önemi kalmaz.
Anlamsız, önemsiz, özensiz anılarla dolar hayat sonra.
Ağlarsın, ama çare olmaz sana.

11 Nisan 2011 Pazartesi

Ses.106

Herkesin anısı önemlidir yahu. Herkesin ki can'a anlam katandır.
Kimisi, günlerce yağmış karın altında kaybettiği yüzüğü yıllar sonra bulur.
Kimisi, yıldızları ararken sarılır küçük soğuk ellerine yanındakinin.
Kimisi, en sevdiği kadını öperken, başı döner ve yere düşer.
Ve bir başkası bunları hiç anlamasa da, anılar sahipleri için önemlidir.
Dostlar arasında paylaşılmayan her anı, kayıptır, ziyandır.
Ve her anı, önemlidir, şahitlerinin arasında.
---
Ve çok özledim seni.
Hatırlıyorum da biraz biraz senin olduğun geçmişi,
Gerçekten çok özledim.
Keşke biraz daha sabredebilseydin, ya da anlayabilseydin beni.
Ya da olası tüm ihtimaller.
Keşke yanımda olabilseydin.
Gerçekten çok özledim seni.

Ses.105

Ölüm gören insanlar, dengesiz olurmuş.
Hafızasına duyarsız kalabiliyormuş bazen.
Ve bazen, hiç bir şeyi unutmuyormuş.
Bazen hiç umursamaz bi insan olabilirken, bazen özleminden sesinin çıkmadığı geceler oluyormuş.
Sevdiği insan öldüğünde, insan dengesiz oluyormuş.

9 Nisan 2011 Cumartesi

Ses.104

Şarkının arasında gelen küçük bir cızırtı, tüm ortamı mahvetti :D Halbuki ne kadar güzel yazıyordum :D Hala korktuğum anı hatırlayıp gülüyorum :D Sıçradım resmen, uykum bile kaçtı.
Birisi bir gün bana The Best of Times dinlerken kahkahalar atacaksın deseydi, hadi len derdim :D Ama oluyor bazen demek ki :D

8 Nisan 2011 Cuma

Ses.103

Bişeyler yazabilmek için, önce bişeyler de okumuş olmak lazım.
Bunu hatırlamalısın.
Bişeyler anlatmak için, önce bişeyler yaşamış olman lazım.
Yalan söyleme.

7 Nisan 2011 Perşembe

Yak Işıkları

Karanlıkta yaşıyorsun.
Ve görecek o kadar çok sözün var ki,
Işığı açmaktan korkuyorsun.
Çekeceği acıdan kaçan
Basit, korkak hırsızlar gibi,
Karanlıkta çürüyorsun.

Yak artık ışıkları!
Ne kalacak ki elinde beklersen,
daha fazla yalnızlığında, kederinden başka!?

Kendi surlarının ardında,
Kaybolmuş, çaresizce ağlayan çocuk!
Yalan yaşlarını sildiğin zamanımı,
Alıyorum senden geriye artık.

Yak artık ışıkları!
Ne yaşanacak ki hayatında susarsan
daha fazla krallığında, kaderinden başka!?

Hala söyleyecek bir şeyin kaldı mı?
Ya da söylendiğinde anlayacak onurun?
Seni dinliyorlar hala yarattığın oyuncaklar.
Susma sakın! Onlar sadece sen istediğin zaman varlar!

Gülerek aldığın hayatların sırları,
Biliyorsun, yalanlar saçan ak gözlerine sarılı!
Sana bakıyorlar hala, seni görüyorlar!
Ağlama sakın ! Onlar sadece sen ağladığında varlar!

Yak artık ışıkları!
Gör artık sana neyin yeteceğini.
Tek bir göz yaşına, tek bir yalan.
Ve sen günlerdir ağlıyorsun,
Hiç susmadan.

Ses.102

Mutluluğu yaşayıp, sıkıntıyı yazan adamlar bana hep saçma gelmiştir.
Ve bu adamların hep bunalımlar içinde yüzdüğü sanılmıştır.
Ama bu adamlar, mutluluğunu paylaşmak yerine, yaşamayı seçmiştir.
En özeli ile arasında kalacak, değersiz zamanları değerli hale getirecek şeyleri yapmış ve yaşamıştır.
Sıkıntılarını ve acılarını ise, konuşup,anlatıp, yazıp, kurtulmayı bilmiştir.
Anlanabiliyormuyum?
Acı tembeli insanlarız.
Acı Tembeli.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Ses.101

Dinliyorum.
Kocaman bir piyanonun ardında, küçücük kalan minik bir kadının elinden çıkan sesleri.
Tüm bildiklerimi yanıma almışım.
Bütün fikirlerim, bütün hatıralarım, bütün kötülüklerim, bütün sevdiklerim..
Hepsi yanımdalar.
Ve dinliyoruz o kadını, kimliği önemsiz ama anlamı, ben olanı.
Kendimi unutmamam için bir şarkı çalıyor bana.
Ağır ağır başlıyor şarkı, rüzgarın eşliği ile.
Tek tek basıyor notalara, sıra sıra, anlaşılması gereken bişeyler var gibi sanki.
Gözlerine bakmıyorum onun, uzunca da bi süre bakmam da zaten.

---

Zaten en dipteysen, kaybedecek neyin kalmıştır ki?
Elinde hiç bişey kalmadıysa, sadece nefes alıyorsan, neyi yitirirsin ki artık?
Nefes almak artık önemlimidir ki?

---

İnsanlardan yanlarında yer istemekten vazgeçmeliyim artık.
Kimse artık düşünmüyor başkasını.
Kimsede istemiyor gibi yanında birisini.
Pişmanım çok fazla sunduğum için kendimi.
Yeni yeni başlıyor pişmanlık dönemim.

5 Nisan 2011 Salı

Anlam

Ve sen; artık senin için hiç bir şey yapmadığımı zannederken , ben, her şeyi senin yüzünden yapıyorum.

Ses.100 (*)

# Acımasız mıyım ben?


Kime karşı?


# Genel olarak be adam. Sence acımasız mıyım?


Bunu bi iki kere daha konuşmuştuk seninle, yine aynı şeyleri söyleyebilirim. Acımasız değilsin ama unutmuyorsun. Kinci de değilsin, sandığın gibi değil yani.


# E neden canımı sıkacağını bilsem bile, acımasız davranıyorum kendime? Yani az evvel yaptığımı gördün. Kıyıda köşede kalmış eski bi anı'yı buldum ve bir iki saniye kadar baktıktan sonra sildim. Sanki hiç olmamış gibi davrandım. Ne bu yani?


Olmamış gibi davranmak değil aslında. Sen, her şeyin en sonunda kendine verdiğin sözü tutuyorsun sadece. Bitti mi? Tekrarı olmayacak değil mi? Ee? O zaman ''neden anılara gömülmüyorum'' diye  soruyorsun kendine?


# Kolay mı oluyor ki bu kadar unutması? Ya da unutmaya başlaması?


Kolay mı oldu?! Salak! Yaşadıklarının kolay olduğunu mu sanıyorsun? Hatırlatayım mı sana neler olduğunu? Zamanın senin için nasıl uzadığını tekrar hatırlamak ister misin? Her gördüğün şeye anlam yüklediğini ve daha sona tek başına geldiğini hatırlatmamı ister misin?


# Hayır, gerek yok. Çünkü zaten hatırlıyorum. Ama sadece bana garip gelen, her şeyden kurtulmak isteyişimin çok baskın olması. Aldığım karardan geri dönmüyorum. Asillik falan değil demeye çalıştığım. Sadece dediğimin aksini yapmıyorum. Hatta şu lafımı çok iyi hatırlıyorum '' Bana ne istersen yap ama sadece yalan söyleme. Başka her şeyi telafi edebilirim. '' Lafa bak. Bu kadar dominant olmanın anlamı ne ki ?  Bu aynı zaman da hem kolaylığı hem de zorluğu getiriyor bana. Beni sınıyor çok fazla. 


E zaten olması gerek bu değil mi? Ya zordur ya da kolay. Ya birdir ya da iki. Arası olmadı. Olmazda.
Boşuna kendi üzerine gitme. Zaten canını sıkıyor bi çok şey, normal diye adlandırdığın. Üzerine biraz daha eklemene gerek yok, geçmişinden.
Akışına bırak. Giden gider, kalan ise gidene kadar durabilir yanında.
Takılma buna daha fazla. Değişmeye karşı gelme sadece,  yeter.

4 Nisan 2011 Pazartesi

Ses.99

















Sadece benim olan bi şarkı daha.
Aslında bir bölüm.
Benim kadar kimse sevemez bunu.
Biliyorum.
Hissediyorum.

3 Nisan 2011 Pazar

Ses.98

Tekrar etmek, başa dönmek demek değildir ki.
Sadece eskiyi, ısıtıp tekrar yaşamaya çalışmaktır.
Mide bulandırır, kusturur.
Sonra da neden denmez, yüzüne vurulur çünkü.
Canı yanar tekrarcının.
Yakarım da.

Ses.97

Kiminle konuşmak istediğimi de bilmiyorum, ama ne zaman konuşmak istesem, hep susmak zorunda kalıyorum. Yok kimse yanımda, doğru zaman olduğunda...
Bu bi süreç. Geçecek, biliyorum.
Ne zaman, onu bilmiyorum, göremiyorum.

2 Nisan 2011 Cumartesi

Ses.96

Geçmiş, bazen çok yakın olabiliyor, uzakken aslında.
3 yıl evvel yaşadığın bi anı, bi anda yankılar olarak var olabiliyor gözünün önünde, zihnin derinlerinde.
Ya özlüyorsun o anları, ya da iyi ki geçmiş diyorsun.
5 dakika sürüyor ya da sürmüyor.
Sonra unutuyorsun.
Pişen yemeğin kokusu girince aklına, hatırlamıyorsun bile ne olduğunu.
Sadece aklın boşluğa düştüğünde, rahatsızlık veriyor biraz.
Sen uyumaya çalışırken odada uçan sinek gibi.

Ses.95

http://yourlisten.com/channel/content/88479/Bas&Gitar

Gitacımız Hüseyin Yaşar, Bas gitarcımız ben, kadın sesi olarak da Funda Kıvanç. Daha Funda'ya söz yazamadığımız için o zaman, sadece konuşmuştu :)

Korkmayan Kadın

Bugün, şu an yoksun ya burada.
Ya da şu an, gözlerimdesin ya.
Benimle uyumak istermisin bu gece?
Benimleyken de  korkarmısın karanlıktan?

Yanımda olmadığın onca yıl,
Ya da bu birkaç saat,
Benimle uyanmak istermisin bu sabaha?
Benimleyken de korkarmısın rüyalardan?

Hani kızdın ya bana az evvel.
Sesinde bir kırgınlık vardı ya.
İşte o bana olan en büyük sevgin.
Beni mutlu eden en büyük korkun.

Günaydın hiç uyumayan kadın.
Ya da hiç uyanmamış kalbim.
Benimle gelmek istermisin?
Benimleyken de olurmusun kendin?

---

Çokta uzak veya yakın olmayan bi zaman da, Yavuz Çetin'in iki tanecik albümünü, bi gecede, tek solukta dinledikten sonra yazabilmiştim bunu.
Çok ağır etkisi oldu sonradan bende o halin.

Tercih Meselesi

Bulut mu olsam yoksa yağmur mu?
Çıkmayı mı beklesem göklere,
Yoksa ıslatmayı mı yerleri?

Zirve mi olsam yoksa son mu?
İnmeye mi uğraşsam deli gibi,
Yoksa çıkmaya mı o yolları?

Yemyeşil yaprak mı olsam,
Dalıma sımsıkı bağlı.
Yoksa sararıp solsam mı
Özgürce, bir hiç mişcesine.

Son, beklerken gelmiyor.
Koşarken de görülmüyor.
Susarken konuşmuyor,
Bağırınca duyulmuyor.

Bir mi olsam yoksa iki mi?
Artmayı mı beklesem çaresizce,
Yoksa yitip bitmeyi mi? 


---


Not : Şiirleri yazarken hiç birine ad koymadığımdan, şimdi başlığa aklıma gelen ilk şeyi yazıyorum. Tabi ki ilk denemem gayet komik oldu.
Tercih Meselesi nedir ake :D

Ses.94

Eskiden yazdığım şiirleri buraya da koyayım diye düşünüyorum.
Acaba iyi mi düşünüyorum?
Bence gideri var bu fikrimin.
Koyayım bari.

1 Nisan 2011 Cuma

TCOT

Could this be the end?
Is this the way I die?
Sitting here alone?
No one by my side


I don't understand
I don't feel that I deserve this
What did I do wrong?
I just don't understand


Give me one more chance
Let me please explain
It's all been circumstance
I'll tell you once again


You took me for a ride
Promising a vast adventure
Next thing that I know
I'm frightened for my life


Now wait a minute, man
That's not how it is
You must be confused
That isn't who I am


Please don't be afraid
I would never try to hurt you
This is how we live
Strange although it seems
Please try to forgive


The chapel and the saint
The soldiers in the wine
The fables and the tales
All handed down through time


Of course you're free to go
Go and tell the world my story
Tell them about my brother
Tell them about me
The Count of Tuscany


---


Klavyesi ayrı güzel, gitarları ayrı güzel...

Ses.93

Alsancak'ı sevebilirim..
Evet bunu hissediyorum.
Yapabilirim sanırım.
Bugün ki gibi manzaraya sahip olmaya devam ederse, çok daha fazla sevebilirim onu.