MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

29 Şubat 2016 Pazartesi

Ses.402

Pek tabi hiç bir şey istediğim gibi gitmedi. Hiç bir şey hayallerimdeki gibi olmadı. Bazıları daha fazla oldu, bazıları hiç oldu. Ama iyiyim. Keyfim yerinde. Çok fazla yazasım gelmiyor bu sıralar. Üşeniyorum hatta. Ama bahsetmem gereken bir şey var; kitap yazmaya karar verdim. Ne ile alakalı olduğunu henüz yüksek sesle söylemesi zor benim için o yüzden yazmayacağım. Başladığımda buradan çok fazla yardım da alacağım. O yüzden şimdilik, iyi geceler. Ve geçmiş olsun, tekrar.

1 Şubat 2016 Pazartesi

Ses.401

İlk defa bir başkasına senden bahsettim, yıllardır kendime bile fısıldamadığım adın ile beraber. Çözüm yolu aradık, ihtimallerin arasında en beni mutlu edebilecek bir tek olan. Üstünkörü, sanki acelesi yokmuş gibi davranmış olsam da, hiç bu kadar ihtiyacım olmamıştı sana. Yanımda olmanın zorunluluğu değil, gerekliliği olmasa bu kadar açık olamazdım kendime. Ama hala düşünüyorum, hala arıyorum, hala sakin kalmaya çalışıyorum. Nasıl? Nasıl olacak da görmezden geldiğim yıllarda kaybettiğim zamanı geri alabileceğim? Nasıl olacak da yıllarca hiç eksilmeyen tek şeyi, artık hayatıma sokacağım? Bilmiyorum. Bilemiyorum. Seninle aramak istiyorum ama beceremiyorum. Tek başıma halletmem lazım. Ama olmuyor. Her şey koskocaman bir yankı gibi. Başlangıcını hatırlamıyorum fakat etkisi hala kulaklarımda. Azalmıyor, artmıyor, dinmiyor, çoğalmıyor. Sonsuz boşlukta, simsiyah karanlıkta sadece duyabildiğim, dokunamadığım, göremediğim ama hissedebildiğim şeysin. Işıkları yakar mısın?