MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

31 Mart 2012 Cumartesi

Ses.251

Aslında hayat sadece benimle alakalıyken, ben boş yere vakit harcıyormuşum. Nasıl anladığımı bende bilmiyorum, yada kimin yardım ettiğini. Bi yerlerden başlamayı kafaya koydum, tekrar değişmek için. Zamanın içindeyim ve burada sular hiç durulmuyor. Artık eminim ki eski insanlar, eski hatıralar bir daha yaşanmak için yerinden çıkarılmayacaklar. Olmaları gerektiği yerde duracaklar, hayatın en derininde. Şu sıralar ne yaptığımı bilmemekle beraber, ne yapmak istediğimle ilgili hiç bu kadar kesin bi fikre sahip değildim. Başka bi müzik, başka bi şehir, başka bi ev, başka bi gitar.
Planlarım bunlardır.
Son 6 yıldır özgürlük adına aldığım tüm kararlar, bana o kadar büyük bi boş alan bıraktı ki, darmadağın olmuşum. Özgürlükten de öte, bulunamamak. Artık görebiliyorum bu karmaşık hatıraları.
Her gün bi öncesi ile aynı.
Neredeyse aynı.
Vazgeçiyorum bu özgürlük dediğim şeyden, küçücük bi hayatta kendime denizler yaratıp, denizimin kıyılarında ki insanlara sığınacağım.

24 Mart 2012 Cumartesi

Ses. RK!

Bugün ben yine konsere gittim. Richie Kotzen kimdir bilmeyenler için hemen anlatmıyorum. Bana ne arkadaşım. Otur kendin öğren. Acayip keyifliydi. Gittiğim konserlerin arasında ilk defa sahnede olmayı hayal etmeyi bırakıp, sahnedeki müziğin keyfini çıkarttım. Her zaman böylesi denk gelmiyor, zaten İzmir'e pek gelmiyor.











19 Mart 2012 Pazartesi

Ses.250

Sıradanlığını aşmadan, sıradan olduğunu nasıl anlarsın ki? İçinde bulunduğun durumun iyi mi, kötü mü, yoksa vazgeçilmez mi olduğunu onu geride bırakmadan nasıl fark edersin ki? Kitap gibi değil ki iki sayfa sonrasına bakıp hemen rahatlayalım. Bu yüzden sabretmek gerekebiliyor. Pişman olmamak için en azından. Ya da tam tersi.

---

Ayrıca bugün Annemin doğum günü. Ona çok içten bişeyler söylemek isterdim. İlk defa duyacağı, ilk defa hissedeceği şeyler. Ama yapamıyorum. Gerçekten yapamıyorum hemde. İçimden gelmiyor. Günler sonra ilk defa dün gidip bi kere, kocaman öpesim geldi ve geldiği hızla da gitti. Olsun. Yapacak bişey yok. Zaman benim için akıyor, geçmesini bekleyebilirim her şeyin.
Bu arada İyi ki Doğdun Anne.

13 Mart 2012 Salı

Popçular Dışarı!


"Bu albüm;
Sanat ve spor gibi, bir millet için büyük önlem taşıyan sosyal alanlarda,
yarattığı "pop-kültür" ile hepimizin değer yargılarını altüst eden, devlet ve toplum üzerindeki tartışılmaz etkisi ile, demokrasi için en ciddi tehlike olma yolunda her geçen
gün biaz daha büyüyen '4.güç''e ithaf edilmiştir.
...Bereket versin!"











---


Kasten 1997 konserinden görüntü buldum. Çünkü tam 10 yıl sonra 4 Şubat 2007 konserinden bişeyler koysaydım muhtemelen ağlardım şurada. O konserde bende vardım! Aklıma geldikçe hala titriyor ellerim. O gün, o konser, o anlar... Anlatamam. Kimsede anlayamaz zaten. 

8 Mart 2012 Perşembe

Dış Ses.1

Her şey, herkes Düş Sokağı Sakinleri’ nin düş sokağı sakinleri adlı şarkısında ki gibi olsa… Ben ilk dinlemeye başladığımda -daha gerçek hayata uzakken- hayat bir düş gibi sanırdım. İnsanlar hep hayalimdeki gibiydi, hayatı kirletmek için nedenleri yoktu, basitti işte yaşamak. Manevi bir yuvarlaktı her şeyin içinde bulunduğu. El ele tutuşurlardı, güneşin kıyıya vuran sıcaklığında, deniz kenarlarında dolaşırlardı insanlar birbirlerine gülümseyerek. Mutlu çocuklar ve birbirini anlayan ebeveynler vardı. Tanımasam da tebessüm ettiğim yüzler vardı. Güneş vardı dünyada, güneş! Mevsimlerin geçişini aynı duygudan yaşayan insanlar ve baharı ellerinde papatyalarla karşılayan sevgililer vardı. Vardı her şey, benim düşlerimde vardı hepsi bunların! Ta ki ben yalancı, suçlu ve en önemlisi de beynini sadece mutsuzluğu yaşamaya odaklayan bir insan olana dek vardı hepsi. Ne oldu, ne değişti! Hangimiz büyüdük ya da çocuk kaldık! Peki şimdi benim ellerim nerde? Düşlerimi tutmaya çalışırken kesilen ellerim nerde ha! Kime soracağım ben bunları, ben bu hayatta kime hesap soracağım, kim bu dünyanın sorumlusu? Yine mi ben yoksa, o da mı ben ha o da mı! Tükenen bir kalem ancak kağıdı yırtar, nafile… İçimden düşlerimi çalan götüren herkese , her şeye teşekkürler, teşekkürler! Beni de insan yaptınız sağolun…

Uğur Erşen Şenbil

---

Bazen arkadaşlarımı kaybetmediğim için mutlu oluyorum. Bu da böyle bişey işte.

6 Mart 2012 Salı

Ses.249

Bu sıralar yazamıyorum. Çok yazacak şey hissetmeme rağmen cümle kuramıyorum sadece, müzik oluyor, film oluyor ama cümle olmuyor. Olsun, birazda böyle devam etsin.

Bi şarkı geldi aklıma, onu burasıda bilsin istedim şu anda. Ne hatırlatıyor bana tam anlayamıyorum. Ama hiç yaşamadığım bişeyleri çağrıştırıyor orası kesin. Evinin arka bahçesinde, herby arabasıyla kömürlüklerinin kapısına çarparak kaçan ve o karanlıktan kurabiye canavarı çıkacak diye korkan bi çocukla bi alakası yok sanırım. Yada var belki.


4 Mart 2012 Pazar

Love, Reign o'er me.

Only love,
Can make it rain,
The way the beach is kissed by the sea.
Only love,
Can make it rain,
Like the sweat of lovers laying in the fields.

Love, Reign o'er me.
Love, Reign o'er me, Reign o'er me, Reign o'er me.

Only love,
Can bring the rain,
That makes you yearn to the sky.
Only love,
Can bring the rain,
That falls like tears from on high.

Love, Reign o'er me.
Love, Reign o'er me, o'er me.

On the dry and dusty road,
The nights we spend apart alone.
I need to get back home to cool, cool rain.
I can't sleep and I lay and I think,
The night is hot and black as ink.
Oh God, I need a drink of cool, cool rain.

Love, Reign o'er me, over me ,over me ..
Love, Reign o'er me, Reign o'er me, Reign o'er me.

LOVE !!!!

2 Mart 2012 Cuma

Ses.248

bir gece, oğlan bir rüyâdan uyandı ve ne gördüğünü ona anlatmıyordu.
anlatmak zorunda değilsin, dedi adam. sorun yok.
korkuyorum.
sorun yok.
hayır, var.
sadece bir rüya.
biliyorum.
oğlan, başka tarafa döndü. adam onu tuttu. beni dinle, dedi
ne.
rüyâların, asla olmamış bir dünyaya veya asla olmayacak bir dünyaya dair olduğunda ve tekrar mutlu hissettiğinde, pes etmiş olacaksın. anlıyor musun? ve pes edemezsin. etmene izin vermem.