MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

8 Mart 2012 Perşembe

Dış Ses.1

Her şey, herkes Düş Sokağı Sakinleri’ nin düş sokağı sakinleri adlı şarkısında ki gibi olsa… Ben ilk dinlemeye başladığımda -daha gerçek hayata uzakken- hayat bir düş gibi sanırdım. İnsanlar hep hayalimdeki gibiydi, hayatı kirletmek için nedenleri yoktu, basitti işte yaşamak. Manevi bir yuvarlaktı her şeyin içinde bulunduğu. El ele tutuşurlardı, güneşin kıyıya vuran sıcaklığında, deniz kenarlarında dolaşırlardı insanlar birbirlerine gülümseyerek. Mutlu çocuklar ve birbirini anlayan ebeveynler vardı. Tanımasam da tebessüm ettiğim yüzler vardı. Güneş vardı dünyada, güneş! Mevsimlerin geçişini aynı duygudan yaşayan insanlar ve baharı ellerinde papatyalarla karşılayan sevgililer vardı. Vardı her şey, benim düşlerimde vardı hepsi bunların! Ta ki ben yalancı, suçlu ve en önemlisi de beynini sadece mutsuzluğu yaşamaya odaklayan bir insan olana dek vardı hepsi. Ne oldu, ne değişti! Hangimiz büyüdük ya da çocuk kaldık! Peki şimdi benim ellerim nerde? Düşlerimi tutmaya çalışırken kesilen ellerim nerde ha! Kime soracağım ben bunları, ben bu hayatta kime hesap soracağım, kim bu dünyanın sorumlusu? Yine mi ben yoksa, o da mı ben ha o da mı! Tükenen bir kalem ancak kağıdı yırtar, nafile… İçimden düşlerimi çalan götüren herkese , her şeye teşekkürler, teşekkürler! Beni de insan yaptınız sağolun…

Uğur Erşen Şenbil

---

Bazen arkadaşlarımı kaybetmediğim için mutlu oluyorum. Bu da böyle bişey işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder