MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

26 Nisan 2011 Salı

Ses.119

Bazen ne yapıyorsun biliyormusun bana?
Özletiyorsun.
Normalde alışıyorum ''aptallıklarına''.
Yani yok oluşuna burada. Nedensiz yere olmayışına. Ama sonra bi an geliyor ve sen çıkıyorsun karşıma, konuşuyorsun, özlüyorum istemeden.
İstemiyorum yanımda ya da aklımda ol.
Çünkü beni özlemediğinden değil de, tembelliğinden ve aslında neden tembel olduğunu bildiğinden benimle değilsin. Kısacası sen tercih ettiğin için istemiyorum seni.
Halbuki çok fazla uğraşmana gerek yoktu yanımda olman için. Sadece olman, var olman  yeterliydi.
Sen ise, bir sürü anlamadığın bahaneler söyledin bana. Geçecek dedin bide.
Israr edemezdim, huyum değil çünkü.
İstersen bi ömür gelme, hiç aramam sormam. Bahsini bile etmem.
Sen istemişsindir çünkü, ben değil çünkü.
Ben zaten harcıyorum vaktimi sensizde. Sadece istiyorum ki anlamlı hale gelsin, sende ol yanımda.
Bazen çıkıyorsun orda burda önüme.
Sorsan bana '' Özledin mi beni?'' diye, özledim diyemem. Seni özlememin daha da önünde, neden kendini özlettiğinin cevabını almam lazım. Neden böyle yaptığını bilmem lazım.
Doğru, özledim. Ama hiç bi anlamı yok ki.
Yoksun çünkü. Gerçek anlamda yoksun hatta.
Ne olduğunu sende bilmiyorum.
Sormuyorum bilerek kimseye.
Anlattıkları zaman da dinlemiyorum, bilerek.
Seni, başkasından duyacaksam eğer, bi anlamın yoktur bende.
Anlamlı olman için, ben çabalıyorum, düşün artık ne kadar özlediğimi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder