MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

24 Mayıs 2011 Salı

Ses.131

Bi konuşsak var ya, kim bilir neler duyulacak lan geri kalan insanlar tarafından?
Bu sıralar hiç konuşasım yok Doğu seninle.
Bazen amaçsızlığının ardına, neyi sebep alarak ve neye güvenerek saklanıyorsun, bilmiyorum.
Hani, çok saçma değil mi?
Oturuyorsun tüm gün zamanın ortasına, ağırlığını tamamen alıyorsun kendinden, etrafındakilere yüklüyorsun. Onlardan bişeyler bekliyorsun. İstiyorsun ki, onlar anlasınlar seni, sen onlara hiç bişey anlatmazken. Eh, besbelli ki yanılıyorsun. Ya da doğru yerde değilsin.
Hatırlıyorsun değil mi bu manzarayı? Hayır be, yaşadıklarını değil, şu an gözünün gördüğü manzarayı?
Kombilerin ışıkları, evlerin sessizliği, bahçede ki tek sokak lambasının beyaz-yeşil ışığını?
Neredeyse bir sene geçti üzerinden, bunları anlamlandıralı. Ve sen yine aynı yerde, aynı ışıkta, aynı soğukta, yazıyorsun, yaşıyorsun.
Tesadüf mü sence bu?
Evet, eğer taşınmış olsaydık göremezdim burayı yine.
Ama bu da bi tesadüf. Bir yıl geçti ama sanki zaman bana kaçmış gibi. Üzerimden kocaman bi yıl geçmiş gibi. Ellerimle vahşileştirdiğim, kocaman bir yıl. Hatırlıyorsun değil mi? Ellerin üşüyordu? Heyecandan miden kasılıyordu ? '' Bu şarkıyı da mi'den çalalım hocam! '' Çok detaylı bakıyordun anlatmak için hatıra için seçtiğin hayata. Düşünüyordun, çok detaylandırıyordun. Anlatıyordun, herşeyi kormadan ve korktuğun herşeyi.
' Ne geçti eline ? ' demeyeceğim tabi ki. Yaşadıklarını ' keşke ' diye pişmanlıkla yaftalamıyorsun biliyorum.
Ama gerçekten, ne geçti eline?

---

Canımın içi, sen sanıyormusun ki bi faydası olsun diye yaşıyorum hayatı, bana? Yaşıyorum işte ( ve yine cırcır böcekleri bana çok yakınlar... korkuyorum la böcekten! ) ve bana kalan tek şey sadece tecrübe be Alus.
Hani daha fazlasını beklemiyorum ki. Muhteşem bi hayatım olsun, iyi bi iş sahibi olayım, erken yatıp erken kalkayım (!) gibi. Sadece ne oluyorsa elimden gelenle becerebildiğim, ona razıyım. Ha tabi, yapılacak maddi manevi yardımlara da muhtacım, orası da başka ( Gidersen, bana da bir dengini yolla. ) Çok fazla müdahil olmuyorum kendi hayatıma. Akışına bırak, bakalım nereye gidecek? Akışına bırak, ki akabilsin, doğalca.
Su yolunu bulur diye bi laf var, bilirsin. Tabi bende su değilim orası başka.

---

Neyi bekliyorsun o zaman adam? Müziğini yapabilmeyi mi? Peki müziğini nasıl yapacaksın? Kimse için bişey ifade etmesede, kimseye bişey anlatmasada, sadece senin anlayabileceğin çok güzel melodilerin var. Üzerine biraz boya sürüp, satmak mı istiyoruz ki? Hayır. Ama anlanmak da istiyoruz değil mi? Evet. Bunun için de azcık uğraşman lazım be genç. Otur, derinleştir müziğini. Sen ne kadar etkileniyorsan, o kadar etkilenmeli diğer dinleyen insanlar. Anlatabil yani kendini. Susarak anlanmayı bekleme. Çünkü, kimse seni anlamak istemiyor. İsteyenlerin de ya yeterince zamanı yok, ya da yeterince.... Değiller yani. Tam değiller.. Aslında istediğin gibi değiller sadece. Ve kimsede istediğin için, olamaz her hangi bişey.
Yani işin özü şu ki, anlam olarak farklılaşmak için başkalarından, önce aynılaşman lazım. Benze bi diğer insanlara. Amaçlar koy kendine maddi. Aynılaş, hatta bulursan bi aptal kadın, tak nişan yüzüğünü. Babası ile tanış. Sonra okulunu bitir, sonra askerliğini yap. Sonra ol farklı.. Bırak '' masum '' nişanlını, biriktirdiğin tüm yapaylıkları al yanına, yeni bi hayat yaşa. Hep olmasını istediğin aykırılıkta. Yağmurdan ıslandığı için, nemlenen tahta kokusunun içine sindiği bi evin olsun. Soğuk olsun duvarları, bembeyaz ama ışıkları sarı, ısınma için yansınlar. Kocaman bi koltukta yaşayabilecek kadar tasasız ol sende. Al müziğini eline ve kaydetmeye başla. Çünkü hiç bişey için geç değil. Bazı şeyler için sadece çok erken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder