MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

3 Ekim 2011 Pazartesi

Ses.189

Derin bi nefes çek havadan... İçini serinletsin. Ahh.. Sen, neredesin? Şu anda ne yapıyorsun? Biliyorum yaşıyorsun bir yerlerde. Ama şu anda neredesin, ne yapıyorsun?


- Yağmuru duyuyor musun? Yeni başladı bak, hala toprakta kuru yerler var. Çok serin, çok senin, çok benim, çok bizden. Gelsene yanıma, otur. Beraber izleyelim yağmuru..Şimşek çakıyor çok uzaklardan. Korkarmısın şimşekten?
- Evet, hemde çok. Ellerimi bırakma. Toprağın kokusu, yağmurun sesi, elinin sıcaklığı..
- Hayır, ellerim çok soğuk, ellerim çok üşüyor. İçimde bi yer var, orası hep üşüyor. Sıcacık yağmurda da, buz gibi güneşte de
- Ellerimi bırakma. Korkuyorum diyorum sana. Tek başıma olmak istemiyorum.
- Her sustuğunda sen, zaten hep tek değilmisin? Korkuyormusun ki sen konuşmadığın zamanlarda zamandan? Korkuyormusun ki sen kaçırdığında gözlerini gerçeklerden? Lütfen.. Bana cevap vermek zorunda değilsin. Sadece ellerimi tut ve o soğukluğun ne olduğunu anla. Ve beni bırakma. Üşüyor olsam da beni bırakma...
- Yağmuru hissediyor musun?
- Hayır.
- Benden yağıyor bütün İzmir'e bu damlalar. Sana hediyem olsun, gel bir kere de beraber ıslanalım. Belki sarılırız daha sonra, belki biraz da ısınırız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder