MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

21 Mart 2011 Pazartesi

Ses.87

Sabah oluyor yine ve sessizlik artık çoğalmaya başladı kulaklarımda.
Sanki eski kasetçalardan bir kaset dinlemişim ve sonu gelmiş.Hoperlöre yaslamışım kulağımı ve o sesi dinliyorum. Dip sesi var zamanın.Çok boğucu bir ses. Saat sesinden bile boğucu. Hafif bir rüzgarla havalanan sahil kumları sanki beynimin içine giriyor ve ısıtıyor düşüncelerimi. Etrafıma bakmaz zorunda kalıyorum bu yoğunluktan dolayı.Sanki birisi konuşacak birazdan yanımda. Halbuki kimsem yok şu anda. Tek başıma zamanın geçmesini bekliyorum. Zamanı dinliyorum, yıldızsız gök yüzüne bakıyorum, ışıksız ufukları gözlüyorum evimden. Çok yanlız bir yer burası. Düşünceleri bile garip. Yanlızlığından memnun gibi.  Belki inanırsın bu dediğime, beni görmediğin için. Ama inan asla bu kadar ihtiyaç duymadım birisine. Çok bişey de istemiyorum birisinden, yanımda dursun yeter. Evet, ağaç gibi ya da şu duvar gibi. Omzuma dokunsun vücudu ve ben yine susayım. Zamanı dinleyeyim.
Sadece bunlar tek başımayken çok uzun vakit alıyormuş gibi geliyor.

---

Ve olanlar, şu anda hayatımda, sanki zamanı şaşırmış gibiler belirmek için. Zamanlama hatası çekiyorum dert olarak. Başıma gelenlerden, söylediklerimden, yaptıklarımdan ya da yapacak olduklarımdan pişman değilim ve olmayacağım. Ama yeri ve zamanında bi gariplik var be.
Bazen beynim uyuşmuş, çalışmamaya müsait, his patlaması yaşamış bir haldeyken gitarı elime alıyorum ve sanki birazdan mutluluktan katmerlenecekmişim gibi müzikler çıkıyor. Ağlıyacağım lan ben birazdan! Ne biçim bir şey çıkıyor ortaya! Tamamen ters o an ki Doğu'ya.
Güne erken başlamam gerekiyor bazen, saat 8 de kalkmam gerekiyor ama ben saat 8 de uykuya geçiyorum, 15 saat uyuyup uyanıyorum ve ne yapacaksam gün içinde hepsi erteleniyor. Tamam, gün içinde yapacaklarımı erteleyemeyecek kadar sıkışık bir günüm yok belki, ama yine de planlarını gerçekleştiremiyor olmak, hemde boktan sebeplerden dolayı gerçekleştiremiyor olmak, kötü değil mi¿

---

Yine seni düşünüyorum biliyor musun¿ Yine dememin sebebi, şu anın dışında da seni düşünüyor olmam aslında. 1 saat evvel de seni düşünüyordum. Saat 17'de uyandığımda da yorganı daha üstümden atmadan da aklıma sen geliyordun. Özlüyorum biraz. Merak ediyorum acaba ne oldu bugün sana diye. Ya da anlattıkların ne sonuç verdi sana diye heyecanlanıyorum.
Uyumadan evvel de, sen geliyorsun aklıma. Konuştuğumuz o sıkışık ve başkalarıyla dolu, ama sen içinde olduğun için özel olan zamanlar geliyor. Acaba uyuyormusun diye merak ediyorum. Ya da bana söylediğin gibi seninde aklına düşüp düşmediğimi merak ediyorum.
Aslında tamamen seni yaşıyorum, sen olmadan yanımda. Daha bi farklı ama daha evvel hissettiklerimden. Bi ihtiyaç duymuyorum sana. Ya da sensizlik beni korkutmuyor.
Biliyorum sanırım, ihtiyaç duyduğumda, veya sensizlik olduğunda benim hayatımda, sen hemen gelirsin ve tersine çevirirsin tüm o anları. Yaparsın bunu benim için, hissediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder