MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

19 Kasım 2012 Pazartesi

Ses.290

Uyandım. 
Boynumun ağrısı yüzünden kafamı tam kaldıramadım koltuktan, elimle destek aldım ve doğruldum.
Ayaklarım soğuk ve sıvasız betona değdi, ayıldım.
Derin bi nefes aldım demir ve toz kokan duvarlardan. Hemen yanımda duran büyük tahtanın kokusu, serinliğin mavisi değdi burnuma. Ayaklarım üşüdüğü için aylardır benden başka kimsenin kullanmadığı eski terliği geçirdim ayağıma. 
Bacaklarım acıyordu. Soğuk titretiyordu hatta biraz. Yüzümü yıkamak için yürüdüm tuvalete, yanında vidaların bulunduğu. Yankılanıyordu büyük boşluğun içinde adımlarım. Kimse duymadı nefes alışımı, kimse de görmedi varlığımı zaten. 
Buz gibi çeşmeye değdiğinde elim, tekrar uyandım, olmayan evimin, olmayan sıcaklığına. Su akarken üzerime sıçrardı genelde ve daha da üşütürdü beni. Ayna yoktu kendime bakacağım, hayal ettim. Yüzümde sabun kalmamıştır bence. Sular damlarken betona, yürüdüm yattığım koltuğun yanında duran havluya. Bi tek o sıcaktı, doğası gereği.
Üstüme yelek aldım bi tane. Giyinecek dermanım yoktu pek. Terliklerimi sürüye sürüye ön bölüme geçtim, işimin olduğu yere. Kapısını bile açmak zor geliyordu dükkanın, soğuk iyice dolacak diye içeri.
Bayraklar kapının yanında uzanıyordu, dubaları ile birlikte. Onları iteledim biraz ve soğuğu bıraktım içeri.
Bacaklarım hala acıyor ve üşüyordu. Bilgisayarın başına geçtim, o rahatsız ve tek ayağı kırık koltuğa tekrar oturdum...
5 aydır beni bacaklarımdan daha çok taşıyordu. Belki de bu yüzden de acıyordu bacaklarım. Belki de beni taşıyan her şey gibi acıyordu. Yoldan geçen arabaları duydum görmeden evvel. Binayı titretiyordu büyük arabalar. Hatta deprem oluyor gibi. 
Durup düşündüm de, yalnızlığım ( fiziki anlamda yalnızlık ) beni hep mutlu ederdi. Kimse yokken yaşayabilirdim hep. Ama sanırım buraya kadarmış. Artık sessizlik müzikle dolmuyor, rüzgar ile titriyordu. 
Gitmeliyim sanırım buradan. 
Tekrar aynı boşlukta yaşamamak üzere hemde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder