MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

30 Ekim 2016 Pazar

Ses.417

"When I have nothing else,I try to dream the dreams of a child’s imaginings. "

"Saçların. Başın sanki süslerle donanmış gibi gösterirdi seni. Kokusunu hala hatırlıyorum… Ama bulamıyorum başka hiç bir yerde. Saçlarına aitlerdi. Sadece saçlarına ve sana. Denizler kadar narin ve uçsuz gözlerin. Bana bakardı önceden. İçinde kaybolmayayım diye ellerimi de tutardın eskiden. Hatırlıyorum. Hatırlanmaması gereken hatıraların en başında yer alan o gözleri. Kapattığında gözlerini kirpiklerin tutardı beni kendinde. Biraz daha göreyim diye seni. Şu an peki? Nerede öldün acaba? Nefesin mi yetmedi seni hayata tutmak için, yoksa karanlıkta bir anda ne olduğunu anlamadan bitti mi yeni hatıra ihtimallerin? Umarım, bir anda olmuştur, bana olamayacağı gibi. Uzun uzun yaşıyorum sensizliği, sessizliği. O kadar zor ki denizi izlemek. O kadar zor ki nedenler aramak. O kadar zor ki aldığım nefesi vermeye ihtiyaç duymamak. Bilemezsin, bilmemelisin de. Sen belki de doğru olanı yaptın. Neden dayanmak zorundasın ki? Neden bir gün daha yaşayasın ki? Neden bir gün daha, sadece alışılmış farklılıkları yaşama ihtimalini zorlayasın ki? Çok haklısın, çok haklıydın. Ama “adını bile söyleyemediğim kadın” o kadar zor ki karanlığın içinde kayboluşunun, benim için seninle ilgili son hatıra olması… Zorluklarını zorluklarımla kıyaslamıyorum fakat, sen giderek bir kez öldün. Ben ise senin gidişini izleyerek yaşarken öldüm. Bunun acısını bilemeyeceksin. Ne şanslısın, bundan sonra hiç bir şeyi bilemeyeceksin. Ne yaşadığımı, ne yaşayacağımı ne de unuttuklarımı. Kasım’ın son haftası sen bir kez öldün, ben ikinciyi bekliyorum. İsteksizce. Ama belki seni bir kez daha görürüm, son nefesimden, gözlerime giren son ışık huzmesinden, kulaklarımın duyacağı son seslerden, tenimin hissedeceği son rüzgarlı yağmurdan önce. Sanki gerçekten varsın gibi, gözlerimin ardında. Ve sonra mutlak sessizliğin asla hissedemeyeceğim huzuru içinde kaybolacağım. Bitecek senin bir zamanlar var olduğunu hatırlayacak son insanın da zamanı. İşte o zaman sen de bir kez daha öleceksin. Çok üzgünüm..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder