MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

15 Ekim 2016 Cumartesi

Ses.415

14 Ekim 2016. Kendim için bir şeyler yapmaya başlamış olduğum tarih olarak bir kez daha anlamlandı ( Ayrıca da Mustafa'nın doğum günü tabi ). Fakat kişisel olarak belkide geri dönüşü olmayan çarpık ve belirsiz yollara sapmamam için ortaya çıkmış veya çıkartılmış bambaşka bir seçenek şu an ev-ofis olarak önümde duruyor. Kaybolmamak için bir yerlere tutunmak şartmış. Bunu yine defalarca deneyerek ve kaybolarak öğrendim. Önlem almasını da öğrendim pek belli. 1 hafta içinde Alsancak'a taşınıyorum. Değişik tecrübelere gebe, mis gibi, hayallerle dolacak, ihtimallerle şekillenecek bir "yuva".

---

Ayrıca tam olarak 15 gün evvel yazmam gereken şeyi şimdi yazayım da bir klasik son bulmasın;

EKİM AY'INDAYIZ! Bu ne demek? BENİM DOĞUM AY'IM!

Yine mutlu olacağım ve bu sefer uzun sürsün diye uğraşacağım güzel günüm geliyor.

---

Ve buraya yazmayı cidden çok özlemişim. Kendimce yarattığım mesailer yüzünden ( veya kendimce yarattığım kederler yüzünden ) buraya yazmak biraz külfet haline gelmişti. Ki şu an çok pişmanım kendi kararlarımdan. O yüzden daha da sıklaştırarak yazmaya devam edeceğim. Hem zaten yeni ve yalnız (iyi ki) bir hayata başlayacağım. Bunun bana çok faydası olacağı kesin, buraya da faydası olsun.

---

Çok özlemişim yine yüzünü.

---

Sesini.

---

Endişeni.

---

Hiç özlememişim fakat umursamazlığını.

---

Ve seni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder