MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

21 Haziran 2016 Salı

Ses.409

Tesadüf ki, ta 1 ay evvel yazdığım Suspended in Whiteness'ın sözlerini gördüm, sayfayı açtığımda kulağımda çalarken şarkı :) Çok hoşuma gitti. Devamlılığımı yeniden fark ettim, eksik de olsa.
Ben yine dertliyim ha. En büyük sorunumla başbaşayım. Şefkat. Sanırım beni öldürecek bu hissin fazlası. Vücudum yanacak gibi oluyor çünkü artık. Görmek istemediğim insanı, gördüğüm andan sonra, gitmesin istiyorum yanımdan. Hiç bişey yapmasak da olur. Saatlerce, günlerce, yıllarca dursun yanımda. Kokusu değsin burnuma yeter. Çünkü uzun boşluk olunca hayatımızın en son kesişmesinden bu yana, o kısımlar beni korkutmaya başlıyor. Korkacak bişey olmasa bile. O boşluğa tanık olmamak, olamamak ile ilgili takıntım, yanımdan hiç ayrılmaman gerekirken yok olmandan ötürü oldu sanırım. Nedenini sormak artık saçma olur, çok uzun zamanlar çünkü. Hesabı tutulamayacak kadar hemde. Anlatıldığında da ileriye dönük bi etkisi olmayacaksa bir de, hiç bahsetmeye gerek yok. Ama çok üzülüyorum o anların olmamasına. O anların başkalarına ait olması, nefes almamı bile engelleyecek kadar yük oluyor boğazımda. Geçecek umarım. Vahşice de olsa geçecek. Ama biliyorum, şefkat, hem de en büyüğünü sana beslediğim, beni mahvedecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder