MÜHİM MESELE

Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver… Nefes al… ve biraz tut şimdi.

Okudukça ben olacağın bir yer burası. Okudukça beni anlayacağın yer, burası. Belki nefret edeceksin benden beni tanıdığına pişman olarak, belki de beni özleyeceksin yine pişmanlıkla.Ne okuman için bir sebep var, ne de okudukça varacağın bir sonuç.

Sadece ben. Eğer istersen.

Şimdi bırakabilirsin.

28 Eylül 2011 Çarşamba

Ses.185

Ben sustukça birileri bana daha fazla laf anlatıyor.
İncitmemek için ben susuyorum, sen ise hiç susmuyorsun.
Nefes alamıyorum.

25 Eylül 2011 Pazar

Ses.184

Ve şimdi hatırladım.
Ben sana şarkı söylemiştim..
Bi tek sana söylemiştim aslına bakarsan.
Söylediğim melodilerin tek sahibi, sen yokken bile sensin sanmıştım.
Yanıldığım için pişman olduğum tek şey, sensin.

Gözlerin bulut olmuş
Sana ne oldu böyle?
Görüşmeyeli çok değişmiş hallerin.
Haberlerde gördüğün o yılgın suretler mi?
Yoksa çaresiz terk ettiğin düşlerin mi?
Bana her şeyi anlat ne varsa aklında
Aklından zorun varsa onu da anlat
Bana derdini anlat kim kaldı yanında
Yanında kim olmalıydı aslında
Kötünün kötüsü de var
Anla unutursun zamanla
Unutursun hayat böyle
Alışırsın zamanla

24 Eylül 2011 Cumartesi

Ses.183

Vakit harcadığın her şey, anlam kazanıyor ya o çok sinir bozucu. Karşındakinin hiç bi önemi olmasa bile, yoldan geçen her hangi birisi bile olsa, oturup dinleyince, anlam kazanıyor ya, benim için en azından, bu hayatın en büyük ayıbıdır bana. Dinledikçe anlıyorsun ve anladıkça sahip oluyorsun. Sahip oldukça önemsiyorsun, kendinden bi parçaymış gibi davranıyorsun. Olabilecek bir sürü anlama sahip olan bi tecrübe. Bundan da kaçıyor değilim zaten. Lakin, bazen o kadar yalnız kalıyorum ki sonunda, istemsiz olarak bundan vazgeçiyorum. Yolda ki taşa bile aynı muameleyi yapsam, aynı hissedeceğim.
Özel.
O zaman karşımdakinin insan olmasının, yada o insan olmasının ne anlamı var?
İnciniyoruz, fark etmeden, incitiyoruz, fark ettirmeden.
Sadece sırtına bakmak istemiyorum artık insanların.
Gitsinler istemiyorum.

23 Eylül 2011 Cuma

Ses.182

Bişeyler yaratabilmeyi, değer üretebilmeyi çok özledim. Sadece benim gördüğüm şeylerle yaşamaktan çok sıkıldım. Artık, başkalarının da benim gördüğüm şeyleri görmesi, bilmesi, duyması gerek. Artık başkaları için bişeyler ifade etmem gerek. Yine..

20 Eylül 2011 Salı

Ses.181

Hala uyanık olduğumu bilmek güzel. Hala uyanık kalabiliyor olduğumu hissetmek daha güzel. Ama senin uyuyor olup olmadığını bilmemek, kötü. Sadece kötü hemde. Sanki, göz göre göre ölümünü izletiyorsun gibi geliyor bana. Senin ölmenin senin için hiç bi önemi yokmuş da, sadece ben izlerken acı çekeyim diye ölüyormuşsun gibi geliyor.
Ne kadar bencilce değil mi?
Öyle.
Ama sende bencilsin.
O yüzden seni artık hiç sevemiyorum.
Daha fazla olmuyor.
Eksiltebildiğim kadar da eksiltiyorum.
İstiyor muyum bunu?
Hayır.
Ama eksilmezsen, ben eksiliyorum.
Çaresiz kalıyorum.
Ve ben, çaresiz kaldığımda sadece sana koşmuşken, sen beni hiç bişey yaşamamışız gibi bırakıp gidiyorsun. Ya unutuyorsun, yada senin için gerçekten hiç bi anın önemi yok.
Üzülüyorum.
Sadece üzülüyorum

13 Eylül 2011 Salı

Ses.180

Çok öncelerine dönersek;

Bana ilham verebilen insanmışsın sen. Bunu az evvel yine anladım. Daha doğrusu uzun zaman sonra hatırladım. Neredeyse bir sene oldu yada olacak. Çok saçma bunları hala hatırlıyor olmam.Yada sesini unutmuş olmam. Burada oluşun beni huzursuz etse de, sanırım eksik olan kısmımı tamamlıyor. Düşünecek bişeyler veriyor bana. Kötü de olsa, sıkıcı da olsa, sana ulaşamayacak olsam da düşünüyorum. Sessizce fotoğrafının karşısında. Bazen çok uzun süre, bazen çok kısa. Evcilleşiyorsun yine benim için. Sanki en başındaymış gibi. İlk defa yanıma oturduğun gün gibi. Yada ilk defa ağladığın günkü gibi.
Hiç aklıma gelmezdi senin için böyle hissedeceğim. Onca şeyden sonra, yine sakinleştireceğin beni, hiç olası değildi. Ama şimdi fark ediyorum ki, yine ben yapıyorum. Yine seni, düşündüğüm gibi sanıyorum. Yanılıyorum elbette hala ama en azından canımı yakmıyorsun. Gökyüzüne ne kadar zamandır bakmadığımı bilemezsin.

Peki şimdi ne oluyor?

Ben yine gitar çalıyorum ve benim için yine binlerce nota oluyorsun. Duyurmaya çalıştığım tek şey, sen oluyorsun.

11 Eylül 2011 Pazar

Ses.179

Yeni maceralar geliyor.
Hazırlıksızım.
Ama denemek lazım.
Yolumu biliyorum ama nasıl geçecek yolculuk.
Çok muamma.

9 Eylül 2011 Cuma

The Spirit Carries On

Where did we come from?
Why are we here?
Where do we go when we die?
What lies beyond
And what lay before?
Is anything certain in life?

They say " Life is too short"
"The here and the now"
And " You`re only given one shot"
But could there be more
Have I lived before
Or could this be all that we`ve got?

If I die tomorrow
I`d be alright
Because I believe
That after we`re gone
The spirit carries on

I used to be frightened of dying
I used to think death was the end
But that was before
I`m not scared anymore
I know that my soul will transcend

I may never find all the answers
I may never understand why
I may never prove
What I know to be true
But I know that I still have to try

If I die tomorrow
I`d be alright
Because I believe
That after we`re gone
The spirit carries on

"Move on, be brave
Don`t weep at my grave
Because I`m no longer here
But please never let
Your memories of me disappear"

Safe in the light that surrounds me
Free of the fear and the pain
My questioning mind
Has help me to find
The meaning in my life again
Victoria`s real
I finally feel
At peace with the girl in my dreams
And now that I`m here
It`s perfectly clear
I found out what all of this means

If I die tomorrow
I`d be alright
Because I believe
That after we`re gone
The spirit carries on

---

Günün anlam ve önemine ithafen.

7 Eylül 2011 Çarşamba

Ses.178

Beni mutsuz, kızgın, üzgün yapan insanların, sanki hiç bişey yokmuş gibi mutlu olmalarına dayanamıyorum. Sinirleniyorum yani. Öfkeleniyorum daha doğrusu. Çok yanlış geliyor. Ben aptalmıyım¿ Unutmuyorum arkadaş ben. Unutmuyorum napayım¿ Birisini unutamamak değil demeye çalıştığım. Unutmuyorum. Bunu da sen ve siz unutmayın sevgili dünyam.

4 Eylül 2011 Pazar

Ses.177

Eğer bi döngüden bahsetmek gerekiyorsa, içine beni de koyabilirsin Doğu. Bir döngü, eğer bi hayatı anlatacaksa, o kesinlikle ve zaten bizim olan hayattır Doğu. Bizim olan zamandır. İnanma aksine şu anda.

Gerçekten inanarak da sevsen, gerçekten inanmadan da kaptırsan kendini, sanırım her ikisinde de bişeyleri eksik bırakıyorsun. Gerçekten, tam anlamıyla dürüst olamıyorsun bir kere. Bunu geçebiliriz belki, çünkü bu direk olarak kimse ile alakalı değil. Eksik başka ne olabilir... Hah, buldum. Kendinsin!
Gerçekten tek eksik, sensin. İçinde yoksun hiç yaşadığın şeylerin. İnanıyorsun, ama inanmak için inanıyorsun. Sadece yapmak için. Sadece olsun diye. Ve sanırım yakın zaman da bi çok kere kaybettin zamanı sadece bu yüzden.
Aptallık etme, önce kendini anlamaya bak, kendini tanımaya cüret et.
Önce kendini bil olum.
Sakin kalmayı öğren.
Sessizliği tekrar tekrar sev..
Yada boşver herşeyi de, şu gitarı biraz daha çal.
Kafamızı boşaltalım.
Hadi.