"Nothing is more perfect, than the smell of harmony"
Nerede ve nasıl başladı bilmiyorum ama üzerine pek fazla konuşmuştuk bunun. Nedeninin de önemi zaten yoktu, sadece sonuç ile yetinebilirdim. Ve öyle de oldu. Ne de iyi ettin de girdin hayatıma kadın. Hiç olmamış olsaydın belki bilemeyecektim bu hissi ama eğer gidersen bir gün, yokluğun benliğimden de fazla olacak orası kesin. Sahip olduğum en farklı aitimsin. Başka bişeyle betimlenemeyecek kadar isimsiz, sıfatsız benimsin. Anlatamıyorken senin bendeki yansımanı, dibine kadar yaşayabiliyor olmak nasıl keyifli bilemezsin. Hem kimse bilmesin istiyorum o farkı, hem de bağır çağır anlatmak istiyorum. Belki böyle hisseden başka insanlar da vardır hayatta. Ama ben henüz tanışmış değilim. Aksine, yoksunluğundan böyle bişeyin (sadece hayal edebildikleri kadarıyla) şikayet edenleri tanıdım. İsterdim ki, aklının içindekileri görebileyim, onlara da baģlanayım. Hiç bitmeyecek, hiç geçmeyecek anların içinde sonsuzlukla beraber seninle konuşalım. En soğuk havadaki çiğ tanesi kadar çok, en sıcak ateşteki kıvılcım kadar fazla ol isterdim, hep bana nüfuz eden.
Dostum cidden, varlığını kendimden sakınıyorum.
Hep orada bi yerlerde, nefes kadar yakın ol bana.
İsimsiz kal.
Anlamının ismi olmasın, tarif edilemesin,
Tadı bilinmesin.
Neler paylaşıldığı görülmesin.
Sen hep bana özel ol.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder