14 Ekim 2016. Kendim için bir şeyler yapmaya başlamış olduğum tarih olarak bir kez daha anlamlandı ( Ayrıca da Mustafa'nın doğum günü tabi ). Fakat kişisel olarak belkide geri dönüşü olmayan çarpık ve belirsiz yollara sapmamam için ortaya çıkmış veya çıkartılmış bambaşka bir seçenek şu an ev-ofis olarak önümde duruyor. Kaybolmamak için bir yerlere tutunmak şartmış. Bunu yine defalarca deneyerek ve kaybolarak öğrendim. Önlem almasını da öğrendim pek belli. 1 hafta içinde Alsancak'a taşınıyorum. Değişik tecrübelere gebe, mis gibi, hayallerle dolacak, ihtimallerle şekillenecek bir "yuva".
---
Ayrıca tam olarak 15 gün evvel yazmam gereken şeyi şimdi yazayım da bir klasik son bulmasın;
EKİM AY'INDAYIZ! Bu ne demek? BENİM DOĞUM AY'IM!
Yine mutlu olacağım ve bu sefer uzun sürsün diye uğraşacağım güzel günüm geliyor.
---
Ve buraya yazmayı cidden çok özlemişim. Kendimce yarattığım mesailer yüzünden ( veya kendimce yarattığım kederler yüzünden ) buraya yazmak biraz külfet haline gelmişti. Ki şu an çok pişmanım kendi kararlarımdan. O yüzden daha da sıklaştırarak yazmaya devam edeceğim. Hem zaten yeni ve yalnız (iyi ki) bir hayata başlayacağım. Bunun bana çok faydası olacağı kesin, buraya da faydası olsun.
---
Çok özlemişim yine yüzünü.
---
Sesini.
---
Endişeni.
---
Hiç özlememişim fakat umursamazlığını.
---
Ve seni.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder