Derin bi nefes çek havadan... İçini serinletsin. Ahh.. Sen, neredesin? Şu anda ne yapıyorsun? Biliyorum yaşıyorsun bir yerlerde. Ama şu anda neredesin, ne yapıyorsun?
- Yağmuru duyuyor musun? Yeni başladı bak, hala toprakta kuru yerler var. Çok serin, çok senin, çok benim, çok bizden. Gelsene yanıma, otur. Beraber izleyelim yağmuru..Şimşek çakıyor çok uzaklardan. Korkarmısın şimşekten?
- Evet, hemde çok. Ellerimi bırakma. Toprağın kokusu, yağmurun sesi, elinin sıcaklığı..
- Hayır, ellerim çok soğuk, ellerim çok üşüyor. İçimde bi yer var, orası hep üşüyor. Sıcacık yağmurda da, buz gibi güneşte de
- Ellerimi bırakma. Korkuyorum diyorum sana. Tek başıma olmak istemiyorum.
- Her sustuğunda sen, zaten hep tek değilmisin? Korkuyormusun ki sen konuşmadığın zamanlarda zamandan? Korkuyormusun ki sen kaçırdığında gözlerini gerçeklerden? Lütfen.. Bana cevap vermek zorunda değilsin. Sadece ellerimi tut ve o soğukluğun ne olduğunu anla. Ve beni bırakma. Üşüyor olsam da beni bırakma...
- Yağmuru hissediyor musun?
- Hayır.
- Benden yağıyor bütün İzmir'e bu damlalar. Sana hediyem olsun, gel bir kere de beraber ıslanalım. Belki sarılırız daha sonra, belki biraz da ısınırız..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder